
Seri filmlerinde alışık olduğumuz klişe pek değişmiyor. Taken serisinin ilk filmi olan 96 saat (2008) de kahramanın kızı Paris’te kaçırılıyor. Aksiyon ve macera dolu takip sahaneleriyle izleyicilere büyük keyif sunulmuştu. Filmin beğenilmesi ve izleyici üzerindeki olumlu etkisi devam filmlerine ilham vermişti.
2012 yılında gösterime giren 2. filmde ise bu kez aksiyon alanı İstanbul’a kaymış özellikle türk izleyicilerin dikkatleri bu filme yoğunlaşmıştı. Kaçırılan yine İstanbul’da tatilde olan kızıydı. Düşman ise birinci filmde kahramanın öldürdüğü gangster’in babasıydı. İstanbul’un otantik mekanlarının kullanıldığı film ilkini oldukça aratmıştı. İstanbul için çizilen imajda Türk izleyicilerin içini paralamış büyük tepki gösterilmişti.
Serinin üçüncü filmi ise ilkinin gerisinde kalmasına rağmen ikinci filme oranla çok daha iyiydi. Bu kez kaçırlan kız yoktu. Ama çok sevdiği eski eşi bir komploya kurban gitmiş kahramanın evinde ölü bulunmuştu. Liam Neeson polisin avı haline gelmişti. Av olamayacak yeteneklere sahip Bryan Mills (Liam Neeson) olayı aydınlatmak ve intikam almak için avcılığa başlar. Aksiyon temposunu yitirmeden devam eder.
Yaşlı eski oyunculara oranla kalitesini korumaya çalışan Liam Neeson’ın olduğu her film hala seyredilir kıvamda olduğunu gösterdi. Oyuncunun son dönemlerde izlediğim beğenmediğim iki filmi vardı birisi Grey diğeri Taken 2: İstanbul idi. Unknown (2011), Non-Stop (2014) , Taken: 96 Hours filmleri Liam Neeson’ın severek izlediğim etkileyici filmleridir. A Walk Among the Tombstones filmini ise henüz izleyemedim o yüzden bir kategoriye yerleştiremedim.
Aksiyon filmlerinden hoşlanan izleyicilerin beğeneceğini düşünüyorum Taken 3 filmini. İyi Seyirler Dilerim.
Taken : 96 Hours IMDB: 7.9 TA: 7.9 RT: 58
Taken 2 : İstanbul IMDB: 6.3 TA: 4.1 RT: 21
Taken 3 : Son Karşılaşma IMDB: 6.1 TA: 5.9 RT: 10
Fragman
Emirhan
16 Nisan 2015 at 18:44
Süper olmuş makaleniz, Elinize sağlık.
Sosyalkimlik
17 Nisan 2015 at 08:34
Malesef 3cü film olmamış,aksiyon sahneleri aşırı abartı bir filmde 2 kere inflak eden veya çok yüksek biryerden düşen arabadan kaçmamalı kahraman ve liam artık oldukça yaşlanmış hareketleri filan zor bela yapıyor,artık bu seri devam etmemeli
İbrahim FİDANCAL
17 Nisan 2015 at 09:02
aksiyon sahnelerinin çoğunun aşırı abartılı olduğu çok doğru bir tespit. ben 2 ye göre daha beğendiğimi söylemeliyim aksiyon filmleri benim için zamanın nasıl aktığı ile ilgili verdiği mesajla yada sahne hatalarıyla değerlendirmek biraz yanlıuş olur diye düşünüyorum
cenk
17 Nisan 2015 at 11:22
filmlerin hep ilk serisi güzel oluyor sonrasında dağılıyor 1 2 hep kız kaçırılıyor 3 ise eşi ölüyor
İbrahim FİDANCAL
17 Nisan 2015 at 13:58
doğru tespit
turgay
17 Nisan 2015 at 19:30
TAKEN İSTANBULU COK BEGENMİŞTİM BUDA GÜZELE BENZİYOR.İZLENMELİ
NEOKUPON_14
İbrahim FİDANCAL
20 Nisan 2015 at 09:43
aksiyon filmlerinden hoşlanıyorsanız gayet keyifli vakit geçirebilirsiniz
ositeler
18 Nisan 2015 at 13:27
Yine tek kişilik bir orduyla karşı kaşıyayız. Klasik aksiyon filmi izlemek isteyenler için birebir 🙂
süleyman-3
20 Nisan 2015 at 10:19
Tek kişilik ordu:
Bunların hepsi Cüneyt Arkın filmlerini izleyerek büyüyen batının çocukları
İbrahim FİDANCAL
20 Nisan 2015 at 10:55
doğrudur. asiyon filmleride böyle yapacak bişey yok. tek kişilik adamlar koca bir çeteyi çökertebiliyor
hUSEYIN
24 Nisan 2015 at 00:32
LOOKING GOOD MOVIE .. I WHOULD LIKE TO WATCH AS SOON AS POSSIBLE..
umut
13 Mayıs 2015 at 16:45
bence 3 filmde harikaydı. tabiki ilk film gibi olmuyor ama genel olarak başarılı.
İbrahim FİDANCAL
25 Mayıs 2015 at 11:34
ben 1 in düğerlerinden çok daha iyi olduğunu düşünenlerdenim.