
Son dönemlerde yaşanan olaylardan sonra çocuk eğitimi konusunda daha bilinçli davranmamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de cinsiyet ayrımı yapmadan!
Bir çocuğa ergenliğe kadar koşulsuz sevgi vermek gerekirken, ergenlikten sonra hak edene hak ettiği kadar verilmelidir. Çocuk belli bir olgunluğa eriştikten sonra, bedel ödetmek gerekir. Çünkü taviz verince anne-baba olarak ileride bu bedelleri bizler öderiz. Her çocuğa kendi yaptığının sorumluluğunu almayı öğretmeliyiz. ancak o zaman topluma faydalı bireyler yetiştirebiliriz. Ve sağlıklı bir toplum için, çocuğa çok küçük yaştan itibaren vicdan duygusunu aşılamak gerekir. Bunu seçimlerine yardım ederek ve davranışlarına geri bildirim vererek yapabiliriz ancak.
Bu bağlamda çocuk eğitimdeki ödül ve cezanın önemini yadsıyamayız. Bazen ona “haddini bildirmek” gibi arzular hissediyorsanız, yalnız değilsiniz! Ama sakin olmak zorundayız. Hiç birimiz zalim olmak istemiyor; ama kendimizi çocuklara bağırıp çağırırken hatta onları incitici davranırken bulabiliyoruz. işte ödül ve ceza uygulamaları, anne- babanın kendini kontrol etmesini sağlar. Çocuğu hırpalamadan ya da baştan çıkarmadan davranabilmesini mümkün kılar.
Ödül ve ceza dediğimizde çocuğun aklına şeker, çikolata, tekme, tokat gelir genelde. Bu doğru bir yöntem değildir; bir süre sonra ödüller rüşvete, cezalar hırpalamaya dönüşebilir. Bu nedenle verilen ödül ve cezalar çocuğun yaşına, gelişimine uygun olmalıdır. 2 yaşına kadar çocuk cezalandırılmamalıdır; çünkü neden cezalandırıldığını anlayamayacağından, gelişimi için gerekli olan keşif duygusunu yok etmiş oluruz. Gülümsemek ise en güzel ödüldür…
Hiçbir zaman cezalar ağır olmamalıdır: Örneğin 3 yaş civarında bir çocuk oyuncaklarını kırıyor, bir süre yeni oyuncak almamak uygun bir ceza olur. Ödül ise keyif verici olmalıdır: Örneğin sofraya tabak koydu, “kızıma-oğluma alkışşş” “aferim başardınn” gibi… Başarmanın üstüne keyif var mıdır?
4 yaşına doğru ise artık o meşhur “mola yöntemine” geçilebilir. Kaç yaşındaysa o kadar dakika sizin belirlediğiniz yerde bekletilir, amaç ilişkiyi kısa süreliğine kesmek düşünmesini sağlamaktır.Süre bitiminde mutlaka açıklama yapılmalıdır. “Molaya gittin çünkü kardeşinin saçlarını çektin” gibi…
Ödül vermek istiyorsanız ise kademeli vermenizi tavsiye ederim. Çok istediği bir şeyi hemen almaz, bir kurala bağlayarak alırsanız, çocuk hem sabretmeyi öğrenir, hem de başarmanın hazzına varır. Örneğin: “Her erken uyuduğunda sana bir yıldız vereceğim, 5 yıldızın olduğunda istediğin oyuncağı alabiliriz” şeklinde…
Daha büyük çocuklara ise oda cezası, tabletine el koyma (yeni neslin çocuklarına en büyük ceza olsa gerek) Örnekler çoğaltılabilir yeter ki, etkili, uygun ve zamanında olsun…
Ama bu da bilinmelidir ki; anne- babanın ilgisini kaybetmekten daha büyük bir ceza yok bu dünyada, şefkatinin sevgisinin üstüne ödül olmayacağı gibi.
süleyman
20 Şubat 2015 at 13:23
“kızıma-oğluma alkışşş” “aferim başardınn”
7 yaşında bir oğlum var ve ben bunu kafasını kaldırmaya başladığından bu yana kullanıyorum. Çocuk için oldukça motive edici cümle bunlar.
Teşekkürler
Zehra GERGEROĞLU
23 Şubat 2015 at 22:19
7yasa kadar oldukca motive edici oluyor fakat bu yaştan sonra daha büyük cümleler istiyorlar “sana güveniyorum” “seninle gurur duyuyorum” gibi
yasemin paklacı
20 Şubat 2015 at 14:51
Ödül ve ceza uygulaması çok güzel ancak yerinde kullanıldığında. Her durumda bunu kullanmak ileride çocuğun karşılıksız bir şeyler yapmamasına neden olabilir. Bunun dışında her yaşta motive edilmeye gerek var. Düşüncelerinize sağlık
Zehra GERGEROĞLU
23 Şubat 2015 at 22:16
Makalemi daha olunabilir kılmak için kısa kesmek zorunda kaldım. Çok doğru söylüyorsunuz her zaman ödül veya ceza çocuğu çıkarcı yapar. Bazen görmezden gelmek daha dogru bir davranış olur.
Cem Baki
20 Şubat 2015 at 19:30
Çocuk yetiştirmek gerçekten zor ve riskli bir iş. Yeni evliler iki değil üç kere düşünmeli bence:)
Zehra GERGEROĞLU
22 Şubat 2015 at 16:00
insanın hayatını tamamen değiştirecek bir karar ama yinede sana ait bir parçanın büyüdüğünü görmek çok keyifli
ATAKAN ASLAN
22 Şubat 2015 at 20:18
mükemmel bir yazı olmuş, paylaşım için teşekkürler 🙂
İbrahim FİDANCAL
22 Şubat 2015 at 20:19
tesekkurler sayın atakan. sizin sitenizde cok guzel sızede basarılar dılerız
Gamze Sentürk
23 Şubat 2015 at 19:08
Kaleminize saglik, cok güzel paylasim olmus…
Zehra GERGEROĞLU
23 Şubat 2015 at 21:28
Teşekkür ederim. Takibinizi bekliyoruz sevgiler…
melike
24 Şubat 2015 at 12:56
Çocuklar arasında ayrım yapmadan hepsini eşit bir şekilde büyütürsek ilerisi için daha hayırlı olanı yapmış oluruz. Çocuklarımıza iyi bir dünya bırakalım derdik hep artık dünyaya iyi çocuklar bırakalım derdine düştük. Durum vahim, sokaklar kötü. Herkesin bilinçlenmesi gerek bu konuda.
Zehra GERGEROĞLU
26 Şubat 2015 at 02:12
Kesinlikle öyle ortam gitgide kötüye gitsede çocuğa güven duygusunu aşılama miz şart.Bilinçli çocuk yetiştirmek için bizimde çağa uyup eğitim almamız gerekiyor
yurtdışı eğitim
25 Şubat 2015 at 12:27
Her anne ve baba veya adayı mutlaka okumalı. Tavsiye olunur 🙂
Zehra GERGEROĞLU
26 Şubat 2015 at 01:55
Faydalı bulmanıza sevindim teşekkür ederim