
“Bu hikayenin sadece inanılmaz tarafları gerçektir” ifadesi Fi kitabının kapağında, aç bu kitabı oku dedirten cümle olarak ilginizi cezbetmeye yeter. Kitap 3 ciltlik bir seri olarak Akilah takma ismini kullanan Azra KOHEN‘in kaleminden okuyucularla buluştu. Üçlemenin ilk kitabı “Fi” , ikinci kitabı “Çi” ve son kitabı “Pi” simlerinin üzerinizde bıraktığı etki ve ilk kitabı bitirebilme umuduyla labilmişseniz eğer elinize, serinin ikinci kitabını okumak için fazla zaman kaybetmeyeceğiniz mutlak bir gerçek olacaktır.
Kitap 598 sayfadan oluşuyor ilk 150 – 200 sayfasını henüz bitirmişken kitabın oldukça sıradan olduğunu düşünmeye başlamıştım, eğer bir kitap 212. baskıya ulaşmıssa mutlaka bişeyler vardır düşüncesiyle devam kararı aldım. Bitirir bitirmez de duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Kitapta karakterler öyle ustalıkla zihninize kazınıyor ki, Bu ülkede herkesin neden iyi yazar olamadığı gerçeğini bir çırpıda suratınıza çarpıyor. Herkse tarafından ilah kabul edilen, ukala, egoist psikolog Can Manay, kimsenin farkında olmadan sade ama bir o kadar da zor bir hayatın içinde tüm zorluklara direnerek yaşayan Can Manay’ın öğrencisi Bilge, kendisine Allah tarafından bağışlanmış güzelliğe sahip, dans ederek hayat amacını arayan Duru, Hırsını nefrete dönüştürerek Can Manay’dan intikam almaya uğraşan yeşil gözlü gazeteci Özge, Mühendis olmasına rağmen Can Manay’ın şöförlüğünü yaparak hayata tutunan Ali, Eşşiz güzellikteki Duru’nun sevgilisi yakışıklı müzik öğretmeni Deniz, Deniz’e aşık müzik öğrencisi yetenekli müzisyen Ada, Ada’ya aşık yetimhane çocuğu dansçı Göksel gibi ana karakterler hangi kitaba koyarsanız koyun tek başlarına o kitabın ana karakterleri olabilecek kadar güzel betimlenmiş.
Kitabın yarısına gelene kadar kitabın kapağını merak edip soran arkadaşlarıma kitabın türünün ne olduğu konusunda net cevap veremedim? Felsefe kitabına benziyordu ama içeriği bolca magazinsel ilişkileri ve cinsellik üzerine hırs ve ihtirasa sahip egoist bir adamın kendini tatmin eden düşünceleri anlatılıyor diyebilmiştim.
Kitabı bitirdiğimde ise rahatlıkla şu ifadeleri kullanabiliyorum aslında hepimizin açlığı ve eksik taraflarımızı, nasıl tamamlayacağımızın üzerine derin bir gönderi yatıyordu kitabın sayfaları arasında. Yazarında ifade ettiği gibi bizim kim olduğumuzu en iyi, Nasıl seviştiğimiz anlatır ! cümlesi derin ve etkileyiciydi. Taşıdığımız her bir hücre biz onları engellemezsek eğer neden var olduklarının yanıtını bulacak ve kendilerini gerçekleştirmek için gerekli enerjiyi verebilirsek eğer hücrelerimize ancak dengede kalabileceğimizi öğretiyordu. Çevremizde gelişen olaylara verdiğimiz tepkiler bizi bir adım ileriye yada geriye götüren neden olarak ustaca sunuluyor.
Can Manay’ında dediği gibi Çatlama cesareti gösteren tohumlar ancak filizlenebilir. Ve yazarında ifade ettiği gibi bizi geliştirebilecek en önemli olgu Aşktır. Aşk muhteşem bir motivasyon aracıdır. Bizi ilkellikten ancak ve ancak aşk kurtarabilir.
Beni önemseyen ve bu kitabı okumamı sağlayan, bu kitabı bana hediye ederek iç sayfasını notla bana adayan ,yaşadığım her deneyimde yanımda olduklarını hissettiğim değerli GERGEROĞLU ailesine Teşekkür ederim.
Kitaptan bir kaç alıntı yapayım :
–Bir bakteri türünün üreyip çoğalması vücudu hasta etmeye yetmez, o bakterilerin kendi aralarında iletişime geçmeleri de gerekir.Kendi aralarında iletişime geçtikten sonra aktive oluyor ve hep birlikte hareket etmeye başlıyorlar. Hep birlikte hareket ettikleri için de hep birlikte tüketmeye başlıyorlar.
–Deneyimlerinizde kaybolmak yerine, korkmadan deneyiminize sahip olun bu yolculuk sizi bambaşka diyarlara ulaştıracaktır. Tıpkı çatlama cesareti gösteren tohumlar gibi…
kemal
15 Kasım 2016 at 19:19
harika kitap begenerek okudum seriyi bence diğer kitaplarıda yayınlamalısınız