
Evlilik insanın psikolojik doğasının gereğidir. Kadının erkeğe, erkeğin kadına hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak ihtiyacı vardır. Evlilik iki kişi arasındaymış gibi görünse de bu pek mümkün olmuyor toplumumuzda…Aile ile evlenme durumu, özellikle anneye bağımlılık hiç bitmiyor bazı ilişkilerde. Bunun akabinde bir dizi sorunlar silsilesi…
Bunun çocukluktan geldiğini tahmin edersiniz. Bizim toplumumuzda çocuk hiç bağımsız bırakılmaz, hep bir koruma hep bir kollama sonuç anneye bağımlı bireyler.
Geçen gün izlediğim bir filmde bir sahne çok dikkatimi çekti. Trende Japon bir anne yanında da 2 yaşında çocuğu oturuyor. Çocuğun burnu akıyor, anne burnunu silmesi için mendilini çıkarıp çocuğun eline tutuşturuyor. Aynı sahneyi bizim toplumumuzda hayal edin: Anne mendille çocuğun burnunu bir güzel siler, üstüne “kurban olayım sümüğünü yerim senin” der, bi de üstüne öpücük kondurur. Yani ülkemizde geleneksel yapı doğrultusunda bağımsızlık eğitimi verilmez.
Bazı kimseler anne babalarına o kadar bağımlıdır ki, eşleri kendilerini ikinci planda hisseder. Kadınların en büyük şikayetlerinden biri erkeklerin annelerinden kopamayışlarıdır. “Sevgi deyince eşim sadece annesini hatırlıyor. Annesi söz konusu olduğunda akan sular duruyor. Kendimi eşya gibi hissediyorum! ” diyen kadın çok. Halbuki anne babanın konumuyla eşin konumu farklıdır, bunlar birbirinin alternatifi değillerdir. İnsan, aynı anda iki tarafı da sevebilir, dengeyi kurabilir. Anneden kopmak, anneyi terk etmek ya da onu sevmemek değildir. Bir erkek evlendiği zaman artık yeni bir ailesi olduğunun farkına varmalıdır. Yoksa ilişkisinde pek çok sorun yaşar.
Mesela 44 yaşında ölen ve öldüğünde 1milyar dolar bırakan Elvis Presley kendisine 1.60 boyunda 18 yaşından küçük kızlar getirilmesini ister, fakat onlarla da ilgilenmez. Sonunda evlenir, evlendikten sonra da metres hayatlara devam eder.
Elvis’ in hayatı incelendiğinde görülür ki; 11 yaşına kadar annesiyle aynı yatakta yatmış. 13 yaşına kadar okula annesi götürüp getirmiş. Annesini bir kediyi okşar gibi okşayarak büyümüş ve ondan uzak kalmayı hiç becerememiş. Annesiyle olan sevgi ilişkisi, hayatı boyunca takıntı haline gelmiş. Bütün kadınlarda annesini arayıp durmuş.
Özetle iyi bir ilişki için erkek, annesine sevgi ve saygıya devam etmeli fakat aradaki ayrımı çok iyi yapmalıdır. Sonuç olarak evlilik iki kişiliktir.
Blog Kızsal Seyler
22 Mart 2015 at 13:01
Güzel bir noktaya değinmişsiniz genelde çiftler bunun farkına varamıyor sonra evlilikler çatırdamaya başlıyor
Zehra GERGEROĞLU
23 Mart 2015 at 09:27
Teşekkür ederim. Çevremdeki birçok kadın bu sorunu yaşıyor malesef
deniz yılmaz
23 Mart 2015 at 01:38
Kesinlikle evlilik iki kişiliktir. Anne ve baba önemli ancak onlar nasıl anne ve babasından ayrı bir hayat sürüyorsa aynı şekilde çocukları da öyle olmalı. en önemli nokta bence aile nedir? aile, eşler ve çocuklardır. herkes bu ayrımı da yapsa hiç bir sorun kalmayacaktır :))
Zehra GERGEROĞLU
23 Mart 2015 at 09:25
Bizim ülkemizde bu ayrımı yapmak çok zor oluyor yanlış anlaşılıyor fakat gerçek bir aile olmak için öncelikler belirlenmeli
sorgula_20
23 Mart 2015 at 09:15
Baştan sona kadar okudum gerçekten çok etkileyici ve sürükleyici olmuş. Evlilik zor bir müesesedir. Herkes yapamaz.
Zehra GERGEROĞLU
23 Mart 2015 at 09:21
Teşekkürler ilginize
cenk
23 Mart 2015 at 11:21
gerçekten çok güzeldi heleki hikaye bambaşka ama türkiyede bunu uygulayan kısım çok az gündemde herzaman izleniyor ölen öldüren boşanan aldatan
Zehra GERGEROĞLU
23 Mart 2015 at 11:24
Malesef öyle acidan gizli bir haz duyuluyor gibi düşünüyorum bazen
temiz_17
23 Mart 2015 at 20:06
Farklı bir makale olmuş bence evlenince insan sadece 2 kişi olarak hayatına devam edemez. Aile kurunca diğer aileden uzaklaşmak yanlış diye düşünüyorum.
Zehra GERGEROĞLU
23 Mart 2015 at 22:39
Tabiki insan hayatına 2kisi devam edemez bunu savunmuyorum fakat evlilik 2kisi arasındadır sağlıklı bir ilişki için karar alırken veya yaşamak istediğiniz hayat için 3.sahisları dışarıda bırakmak gerekir. Akrabalık ilişkilerini bende önemsiyorum uzaklaşmak veya kopmaktan bahsetmiyorum karı kocanın biz olması gerekliliği için bağımsiz olmaları gerektiğini düşünüyorum
yasemin_02
24 Mart 2015 at 08:39
Çok başarılı ve doğru saptamalar olan bir makale. Ben çocuğumu bana bağlı değil de şimdiden kendi ayakları üzerinde durmayı bilen bir birey olarak yetiştirmeye çalışıyorum. Bunu ne kadar başarabiliyorum ya da başarabileceğim bilmiyorum ama en azından deniyorum. Çevremde sizin anlattığınız hikayeden daha kötüleri de var maalesef. Örneğin 2 hafta sonra askere gidecek komşu oğlumuza annesinin kıyafet seçmesi ve tüm alışverişlerinin annesinin yapması gibi.
Zehra GERGEROĞLU
24 Mart 2015 at 11:52
Bu örnekleri cogaltabiliriz inanın düşündüğümüzden çok fazla çok sorun yaşayan insan var. Bir arkadaşım anlatmıştı eşime bu Salça bozulmuş atalım dedim o da bana anneme goturelim o daha iyi anlar at derse atarız dedi üstelik annesi başka bir şehirde yaşıyormus. Işte bunun adı bağlılık değil bağımlılık
nil
25 Mart 2015 at 23:34
Cok dogru tespitler sonuna kadar katiliyom.
Bizim toplumumuzda malesef cok fazla korumaci davraniliyor ve evliliklerde kimse bireysel düsünemiyor.
ositeler
27 Mart 2015 at 09:50
Oldukça başarılı bir anlatım olmuş.
Evlilik tabiki iki kişiliktir. Bana kalırsa sorun anne, baba, eş değil. Eşler farklı sorunları çok kolay buraya bağlayabiliyorlar. Anne Annedir. Eş Eştir. Sizinde söylediğiniz gibi ikisininde yeri ayrıdır.
Anneli, babalı, amcalı, teyzeli, dayılı, halalı, eşli, bol çocuklu mutlu, sağlıklı günler dilerim.
Nilüfer Sipahi_10
06 Nisan 2015 at 20:21
eğer çocuğunuz varsa evlilik çocuk sayınız kadardır yani iki çocuk varsa evlilik iki kişidir tek çocuk varsa evlilik tek kişiliktir neden mi? artık herşey çocuklara göre planlanıyor, onlar ne isterlerse o oluyor bu da o anne babanın maalesef anne baba olma becerisi ile ilgili… çocuklarınızla arkadaş değil iyi anne ve baba olmaya çalışın diyorum özetle…
Zehra GERGEROĞLU
08 Nisan 2015 at 14:59
Çocukların evliliğe çok tesir ettiği konusunda hemfikirim fakat yinede evlilik karı-koca arasındadır, olmalıdır.