
İçinde yaşadığımız zaman her insandan birkaç tane “ben” üretiyor. Bu durum bir olumsuzluk değil, yaşadığımız çağın gerçeğidir.
Günümüz insanının aynanın karşısına geçtiğinde hangisi ben? sorusu pencerelerden çıkıp gökyüzüne yayılıyor. O nedenledir ki; insan kendi ile baş başa kalacağı mekanlar, kısaca “yenilenme mekanları” bulmak zorunda…
Haftasonu gittiğim kampta bir kez daha anladım ki, doğa bize herşeyi veriyor. Hafif esen rüzgar, insanın ruhundan stresi silip süpürüyor.Toprak insana müthiş bir enerji verirken, kendimizi yenilememize imkan sağlıyor.
Kendimize yeniden dokunabilmek için zaman zaman kendimizden kaçabilme ihtiyacımız var.
Evet… Kendimizden kaçmak.
Bunun için her insan; kendi ruhuna, kendi bedenine iyi gelecek mekanları keşfetmek zorunda.Yenilenme mekanları, bol oksijenli yerler…
Geçmiş zamanlarda sığınaklar ötekilerden korunmak için yapılırdı. Savaşlar, büyük tehlikeler, sığınakları ortaya çıkarmıştı.
Bugün ise; daha çok sadece Bize ait, kendimize yolculuk yapabildiğimiz sığınaklar ortaya çıkmıştır.
İnsanın yalnızca kendi ile kaldığı, deşarj olduğu sığınaklar…
Her insanın hayat yolculuğuna daha sağlıklı devam etmesi için, mekan değiştirmesi ve yenilenmesi şarttır.
Ayşe
13 Mayıs 2015 at 18:51
Yazınızı beğenerek okudum. Benim sığınağım evimin önündeki doğal bahçem. Çok fazla ilgilenemiyorum ama gün içinde özellikle de yaz günlerinde sürekli oradayız. Sessiz, sakin huzur dolu bahçem, sığınağım benim 🙂
FatihC
13 Mayıs 2015 at 19:33
Fırsatım olsa hiç durmam böyle bir şehirde en büyük hayalimdir böle bi yerde yaşamak.
empati
13 Mayıs 2015 at 19:45
Doğa yalnız kendini yenilemiyor, burası açıkça belli. İnsan ise her geçen dakika eskiyen bir makine gibi. Bence de bu makinenin bakımını doğa yapıyor. Ama biz doğaya acımıyoruz, bu da ayrı bir konu…
İlham Kaynağı Tasarımlar
13 Mayıs 2015 at 22:08
İşin gücün sıkıştırdığı bazı anlarda herşeyi bırakıp doğaya mı karışsak demiyor değilim kendi kendime
denizz
13 Mayıs 2015 at 23:00
evet kesinlikle insanın kendisini yenilemesi şart bir hale geldi. günümüzün stresi çok yıpratıcı.
En Kazançlı Yol
15 Mayıs 2015 at 09:52
Ben artvinliyim ve her yaz artvine köye gidiyorum tam böyle bir yer. İnsan rahatlıyor stresten kutuluyor adeta yenilenmiş hissediyor.
Sansyorumu
15 Mayıs 2015 at 11:01
Resmen hayallerimizi yansıtmış, Senede bir kere 15 gün yeter artar büyük şehrin pisliğine alışmış biri için. Maddiyat işte hayalleri bile cebimizdeki paraya göre kurmalıyız.
asosyal adam
15 Mayıs 2015 at 17:21
fırsatım olsa böyle bir yerde yaşamayı isterdim ama imkanlar meselesi.
cenk
18 Mayıs 2015 at 12:35
şehirin gürültüsünden kaçmak isteyenlere tavsiye gidin doğa ile baş başa kalın uzun yürüyüşler yapın ben tekirdağ tarafında gidiyorum super yerler var yeşillik dere göller muhteşem tavsiye ederim
Abdullah Darçın
20 Mayıs 2015 at 10:07
Harika bir ortam. Herkesin hayallerinden birisi. Fakat bazıları yaşar bazıları bakar…
süleyman
20 Mayıs 2015 at 11:58
“”sağlıklı devam etmesi için, mekan değiştirmesi ve yenilenmesi şarttır.””
Bu felsefeyi uygulayan biri olarak bunu sizlere tavsiye edebilirim. Hem kendiniz için hemde aileniz için mükemmel olabilir.
Teşekkürler yazı için…
neokupon
20 Mayıs 2015 at 19:19
yeşil doga tam hayallerimdeki yaşama şekli dogal yaşam dogal beslenme herşey dogal dogadan bu tür yaşam yerlerinden vazgeçmeyelim
Fatih Kurye
22 Mayıs 2015 at 10:23
Hayatı Volney’in Yıkıntılar kitabı gibi özetle anlatan bir yazı olmuş. Kendi yüreğine sığınanlar doğada da nasıl sığınacağını iyi biliyor. Yer seçimi gerçekten önemli.
Kader
22 Mayıs 2015 at 18:21
Çok güzel bir yazı olmuş, elinize yüreğinize sağlık. Doğa her zaman stres ve sıkıntıdan kurtulmak için en güzel sığanaklardan biridir. Bende çok sıkıldığımda mutlaka doğal alanlara gidip kafamı kendimi dinlerim
Sansyorumu
24 Ocak 2017 at 03:40
Sanırım herkesin hayali bir konu üzerine yazılmış makaleniz. Para denen meret olsa keşke.