
Anne-baba ve çocuklar bitmeyen bir aşk, bitmeyen bir didişme…
Bütün anne-babalar çocuklarının mutlu olmasını isterler. Mutlu etmek için çocuğun her istediğini yapmaya çalışırlar. Ne kadar çok şey alırlarsa o kadar mutlu edeceklerini sanırlar. Oysaki çocuğa hediye alınca, çocuk anlık sevinir. Bir şeyi başardiğinda ise hayat boyu sevinecektir.
Çocuklara mücadele ruhunu vermek gerekiyor. Eğer engelleri siz kaldırırsanız, ileriki yaşlarda tüm sorumluluğu size atacak ve “benim için bunu yap”lar başlayacaktır.
Çocuklar kuralları aslında severler. Her ne kadar kurallara “üff ” deseler de annem-babam benimle ilgileniyor diye düşünürler. Kural çocuğun, kendini kontrol etmesini sağlar. Kendini kontrol etme becerisi geliştikçe de öz güveni artar.
Kendine bağımlı çocuklar yetiştirmek, inceden inceye anne-babaya bir haz verebilir. Fakat bu çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür. Hayatta yalnız kaldığı anda hatalar yapacak, topluma karıştığinda da duvara toslayacaktır. Çocuğunuzu bir gemi seyahatinde düşünün. Haritadaki tüm limanları siz göstermeli; fakat dümeni ona vermelisiniz. Eğer dümen anne-babada olursa, o sadece gemide tatil yapacaktır. Oysaki bırakın dalgalarla boğuşsun, bırakın ağlasın. Ağladıkça hayatı daha kıymetlenecek, büyüdüğünde ayakları yere basan sapasağlam bireyler olacaklardır.
Bu hayatta hepimiz ressam gibiyiz. Önümüzdeki tuvale nasıl bir resim çizeceğimiz ve hangi renkleri kullanacağımız bize bağlı. Bırakın çocuklarıniz istedikleri renkleri kullansınlar. Unutmayın bu dünyada sadece yaratıcılıklarını konuşturanlar fark atarlar !
Bünyamin Hoca
10 Ocak 2015 at 15:53
Çok güzel tespitler, çocuğumuzun iyiliğini düşünürken kötülük etmemek gerek.
Zehra GERGEROĞLU
13 Ocak 2015 at 22:27
Kesinlikle öyle. Biz anne babalar kıyamıyoruz evlatlarımıza ama gerçek hayat öyle değil, hazırlamak gerekiyor.
süleyman
26 Ocak 2015 at 09:33
Çocuklara yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri çocuğun her istediğini yapmaktır.
Çocuğunuzu her zaman ödüllendirin ama bu ödüllendirme her zaman maddi olmamalı, manevide olmalıdır. Gülümseme, alkış, onunla gurur duyduğunu söyleme gibi… Yoksa ödüllendirme bir süre sonra maddi çıkar ilişkisine dönecektir.
Zehra GERGEROĞLU
26 Ocak 2015 at 19:34
Kesinlikle katılıyorum.Cocuk topluma karıştıginda her istediği olmayacak dolayısıyla çok üzülecektir.
yasemin paklacı
03 Şubat 2015 at 15:42
Başarılı bir yazı olmuş. Benimde 17 aylık bir kızım var, kurallardan daha anlamıyor ya da işine gelmiyor ama şart. Bakalım ileride neler olacak 🙂
Zehra GERGEROĞLU
07 Şubat 2015 at 17:09
benim kizimda 17 aylık küçük küçük görevler vermeye başladım oyuncağı kutuya at bezini getir gibi başardikca hoşuna gidiyor size de tavsiye ederim anlıyorlar bence