
Anne olmak… İnsanın daha görmeden, bu kadar çok sevdiği bir varlığın olması ne garip. 9 ay boyunca bir kesede beklemiş o minicik şeyin, dünyaya adım attığını görür görmez, az önce acılar içinde ağlayan başkasıymış gibi, gülerek mutluluk gözyaşlarımı akıtırken anne olmanın ne demek olduğunu anladım. Sonra ikinci defa anne oldum ve bu mucizeyi daha önce hiç anlamamış gibi yeniden anladım.
Bebekler bir damla halindeyken bile, çok garip bir mutluluk kaplıyor insanın içini. Artık yalnız değilim, hiç olmayacağım diye düşünürken, “ya beceremezsem, ya iyi bir anne olamazsam, peki bana bir şey olursa bebeğime kim bakacak? ” gibi korkular sarıyor her yanımı. Bunun yanında bir dizi duygu karmaşası ve yanında sık gözyaşı…
Sonra bir telaş… Zaman kötü, benim bebeğim nasıl yasayacak böyle bir dünyada? Kendi yaptığımız tüm hataları unutuyoruz bir anda. Onu koruma içgüdüsüyle pençeleri çıkartıyoruz. Her hatamızda arkamızı toplayan annemiz varken, sıra bize geçiyor. Toparlayan, güzeli bulup iyiliği yayan…
“İyilik duygusunun dünyaya girdiği kapı annelik duygusudur” der filozoflar. Çünkü annelik sevgi, şefkat, doğruluk, merhamet gibi birçok duyguyu içinde barındırır. Bir insan birine “seni seviyorum” dediğinde bile bir menfaat saklıdır. Oysaki annelik sevgisi karşılıksızdır ve bu sevginin adı şefkattir.
Ben de şefkatle sevdim onları, canıma can kattıkları andan itibaren. Çünkü bebekler tüm hislerimizi paylaşıyorlar bizimle, her duygunun kenarından tırtıklıyorlar biraz. Vitamini proteini tırtıklar gibi. Bizi sömürüyorlar, her anne dünyanın ilk ve tek mutlu sömürgesi…
Yasemin Paklacı
11 Şubat 2015 at 13:20
Ne kadar güzel anlatmışsınız, kızımın doğumu geldi aklıma birden gözlerim yaşardı. Şu an çok hasta bu nedenle duygularım 2 kat arttı. Kaleminize sağlık.
Zehra GERGEROĞLU
13 Şubat 2015 at 15:36
Çok geçmiş olsun.Her doğum bir mucize ve gerçekten çok duygusal
Gamze Sentürk
20 Şubat 2015 at 12:31
Bende bir anne olarak bu yaziniza katiliyorum, hayatimi tamamiyla degistiren ve derinden etkiliyen 2,5 yasinda kizim bu duygulari bana tamamiyle yasatti. Güzel sözleriniz icin tesekkürler…
Zehra GERGEROĞLU
22 Şubat 2015 at 16:05
Sanırım hamilelik döneminde bütün anne adayları bu gibi endişelere kapiliyor olsa da çocuk doğduktan sonra duygular düşünceler mucizevi bir şekilde değişiyor
Emziren Anne
25 Şubat 2015 at 09:25
Ben de hamileyken hep yetebilecek miyim, iyi bir anne olabilecek miyim diye çok sorguladım. Hatta lohusalık bile hep bu tedirginlikle geçti gerçekten.
Ama sonra oğlumun bana bir gülüşüyle şimdilik doğru bir yolda olduğumu anladım. Tabii benimki daha çook ufak, 4 aylık. Şimdiden ilerde hata yapmamak için hep senaryolar düşünüyorum ama sanırım işin gerçeği biraz kendine biraz evladına biraz da evrene güven 🙂
Zehra GERGEROĞLU
26 Şubat 2015 at 02:06
Ben de özellikle lohusalik döneminde aynı endişeleri yaşadım. Buyuk kızıma hamileyken onlarca kitap bitirdim araştırmalar yaptım fakat anladım ki en iyi öğretmen çocuğun kendisiymis ne istediğini o kadar güzel anlatıyor ki…Hiç tedirgin olmaya gerek yok
Emziren Anne
02 Mart 2015 at 08:51
Tamamen katılıyorum Zehra Hanım. Ah hala aldığım onlarca kitap var bana bakıyor, elime alıp karıştıracak zaman bulamıyorum bile bazen:) Bebek çok iyi bir yol gösterici. Anneye ihtiyacı olan her şeyi çok güzel anlatabiliyor bebekler; yeter ki dinlemesini öğrenelim:)
Zehra GERGEROĞLU
04 Mart 2015 at 15:06
Allah doğru yaşam konusunda herşeyi çocuklarla göndermiş gibi geliyor bana. Onlar ne istediklerini ne istemediklerini bizden daha iyi biliyorlar, biz büyüdükçe unutuyoruz doğru olanı